DOĞRU VE NEGATİF

  Düşüncelerimizin ekseni yavaş yavaş kaymaya başladı. İnsanlar olarak doğru ve yanlış çizgimiz gereğinden fazla öznelleşti. Düşüncelerin liderliğinde kaosa götüren yaşam şeklimiz rutin olma yolunda epeyce yol katetti. Çoğu insan ne yapacağını şaşırmış durumda. 

  Gaddarlaşan çevremiz, kendilerini acınası hallere düşüren bencillik ve ötesi davranışlarını kabul etmemekte direniyor.

  Bu şekilde suistimalleştirilen iyimser duygular, çoğu insanı yaptıkları iyiliğin sadece zaman kaybı olduğunu düşünmeye itiyor. Aslına bakılacak olursa bu bütünüyle kocaman bir tecrübe topluluğu olarak kabul edilmelidir. Eğer yaşanılan negatif olayları böyle kabul etmezsek travma olarak içimize işlenmesine izin vermiş oluyoruz. Ve sonrasında geriye dönülmesi zor bir yolun içinde kendimizi buluyoruz.

  Zamanın etkisiyle karakterlerinin ego ve bencillikle bütünleştiğinin farkında olmayan insanlar, çevresine verdiği psikolojik zararların farkında olmuyor. Kendilerine yapılan uyarıları son derece keskin ve reddedici bir tavırla geri çeviriyor.

  Bunca zalimliğin karşısında iyimserliğinden ödün vermemeye ve benliğinin dışına çıkmamaya özen gösteren kişiler acil olarak zararını gördüğü insanın etrafından kesin suretle uzaklaşmalıdır.

  İlk başta, canlarını sıkan geçmişteki güzel görünen anılar silsilesi yüreklerinden eksik olmasa da, verdikleri kararın doğruluğunu ileri ki zaman diliminde çok net bir şekilde anlayacaklardır.

  Ne olursa olsun içinizdeki doğruluğun peşini bırakmayın! Çünkü o doğruluk kaderinizin yolunu çizecektir. Ve unutmayın ki herkes kendi kaderini kendi çizer.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Direnç ve Mecburiyetler: İçsel Mücadelenin Gölgesinde

Dokuma Vicdan - ŞİİR

BİLİNMEYEN CENNET: TURNALI