BİTMEYEN YOLLARDA ÇARE VAR MI ?
Yine her şey üst üste gelmeye başladı. Bu melankolik
maratondan ayrılmanın yolları basit görünse de işler o kadar basit değil.
Geçmişten gelen sarsıntılar insanı öldürmeye yetiyor. Bir türlü bitmeyen
insanlık davası ve hoşgörü, merhameti kötü yollara itiyor.
Kan da dolsa yüreğe ayakta kalmanın yolları aranıyor.
Bulabildikçe var oluyoruz. Aradıkça nefes alıyoruz. Nereye kadar böyle gidecek
sorusunun cevabı hala yok. Sıra dışı yaşantısı olanlar hep tek başına,
yanlarında onlarca insan olsa dahi. Onları bırakmayan tek şey enselerindeki tek
başınalıklarıdır.
O bir başınalıkların sebebi çoğu şeyi bir kişide bulan
insanın kayıplarıdır. Aşılamaz değil ama aşılması kolay da değil çoğu zaman.
Üstüne gitmeye çalıştıkça kodese tıkan bir duygu fırtınası olarak
özetleyebiliriz.
Tek başınalık sarmalından kurtulmanın yolu da aslında
insanın yalnızlığında yatıyor. Anlamak istemek bir şeyleri… Tek mesele bu
aslında.
Kapanılan evlerdeki küçük odalar kadar oldu hayat bir anda.
Dört duvar arasındaki kocaman hayatın küllerini toplamak gibi artık nefes
almak. Nerde ne olacak kestirilmeyen şeyleri derincesine düşünecek kadar kafayı
yediğimiz zamanların ufku bu.
Simülasyon gibi bir hayat. Kontrolün sende olmadığı,
duygularını yönetemediğin, farkına varamadığın bir zaman dilimi…
Sonu nereye gider, sonunda bizi ne bekler bilmiyoruz. Sadece yaşıyoruz…
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen saygılı bir şekilde yorum yapın, moralim bozulabilir yoksa